Benzemez kimse sana


Omikron Yachts OT-60 mercek altında

Motoryatların rahat ve kolay kullanım avantajını yelken seyrinin huzuru ile birleştiren Omikron Yachts’ın OT-60 modeli, yolculuğu varış noktası kadar keyifli kılma hedefiyle denize çıkıyor. Çok yönlü tasarım detayları, sıra dışı yerleşim planı ve dengeli gövdesi bu hedefe kolayca ulaştığını gösteriyor. Yunanistan sularında 35 knot’ı aşan rüzgârda yaptığımız deneme seyrinde bunların yanında güvenli duruşundan da ödün vermediğine bizzat şahit olduk.  

Yazı: Ayşegül Bakış

 

 

Yurt dışından birçok gazeteci ile deneme seyrine çıkmak için buluştuğumuz, Atina’ya bir saat mesafedeki Olympic Marine, Omikron Yachts’ın da dahil olduğu büyük bir denizcilik firmasının marinası. Firmanın marinanın içinde kendine ait bir tersanesi de var. 1967’de açılan Olympic Yachts’ın tersanesi uzun yıllar yelkenli tekne ve süperyat üretip 2.000’in üzerinde gövdeyi suya kavuşturduktan sonra 2018’de OT-60 ile birlikte birkaç proje daha yapmak için tamamen yenilenmiş. 

Tersanenin ‘konforlu ve geniş iç mekanlara sahip bir teknede etkileyici denizcilik ve yakıt tasarrufu sunma’ fikrini, tasarımcısının CFD, (Computational Fluid Dynamics-Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği) kullanarak yaptığı sayısız çalışma ile uygulanabilir hale getirme başarısı OT-60 ile vücut bulmuş. 

“Çevre için sürdürülebilir olmayan şey, bizim için de sürdürülebilir değildir” sloganını benimseyen tersane, hafiflik ve verimlilik ilişkisini inşanın odak noktası haline getirmiş. Çekirdek malzemenin (genellikle köpük veya bal peteği yapıda malzeme) infüzyon sandviç yöntemiyle kaplanması sonucu inşa edilen paneller, OT-60’ın gövdesinde ciddi bir ağırlık tasarrufu sağlanmış. Bu tasarruf üst binanın karbon sandviç yapılması sayesinde bir miktar daha artırılmış. ‘Yelkenli olmayan bir yelkenli tekne’ olarak tanımlanan bu uzun yol yatı, açıklanan verilere göre mil başına sadece 1,25 litre tüketerek 12 knot hızla 1.000 deniz mili yol kat edebiliyor.

Tersane tasarım-mühendislik departmanı, kompozit, marangoz atölyeleri ve birleştirme departmanı ile çizimden denize kadar tüm aşamaları kendi bünyesinde gerçekleştiriyor. Şu anda OT-60’ın dört, beş ve altı numaralı gövdelerinin inşası sürüyor. Tersanenin üretmeyi planladığı bir sonraki model ise 80 feet sınıfında olacak. Halen 44 ve 50 metre süperyatların refit işlerini de yapıyorlar. Geniş alana sahip olmaları sayesinde ilerde Omikron’un aynı anda birçok modelini rahatlıkla üretebilecekler.

OT-60’ın acelesi yok

Hızı ikinci plana iterek yakıt verimliliği ve gövdenin sürtünme direncini öncelik haline getirmesi, bu tekneyi farklı kılan ilk özelliği. Onu bir explorer modelden ayıran ise inşadan donatıma kadar her alanda ağırlığının azaltılması, yelkenli tekneye benzeyen gövdesine uzun menzilli bir motoryatın kolay kullanım avantajını sığdırması. Gövde; America’s Cup, Ocean Race gibi rekabetçi yarışlar için tekne çizen Juan K’in tasarımı. 

Styling ve iç tasarımda imzası olan Lorenzo Argento’nun tabiriyle OT-60 “Acelesi olan motoryatların aksine yelkenliler gibi yolculuğun keyfini çıkaracak kadar nazik ve sessiz. 8-9 knot hızda seyrederken huzurlu bir ortamda yemek yiyebilir, sohbet edebilir, içkilerinizi yudumlayabilirsiniz. Bir yerlere tutunma ihtiyacı duymaz, ayrıca motor gürültüsünden rahatsız olmazsınız.”

Daha uzağa daha az yakıtla ulaşma anlayışının temsilcisi OT-60 Boot Düsseldorf’un en ilgi çekici motoryatlarından biri olarak uzun menzil kategorisinde ‘yılın teknesi’ seçilmeyi de başardı. Hedef kitlesini sezonu uzatmayı seven, yelkene tutkun olsa da denize çıkmak için ekip toplama sıkıntısı yaşayan, kötü havalarda güvenilir ve dengeli bir tekne arayanlar olarak tanımlayan bu proje, katamaran tutkunlarının bile aklını çelebilecek ‘genişlikte’.

OT-60’ın alameti farikası

Farklı avantajların tek gövdede buluşturulduğu OT-60’ın belirgin özelliklerinden biri de burnu. Zarif hatları dar bir V ile burundan vasata 6 metrelik genişliğe ulaşıyor. Sığ bir omurga çıkıntısını andıran ‘skeg’ uzantı, karaya oturma ihtimaline karşı pervaneleri korumak için düşünülmüş.

Kıçtaki geniş yüzme platformu, koyda demirleyip botunuzu suya indirdiğiniz anda beach club’a dönüşmek için bekliyor. Pasarella aynı zamanda botu ve su oyuncaklarını tekneye almak gerektiğinde matafora olarak da görev yapıyor.OT-60’ın çift yönlü kullanımları, daha sonra farklı mekanlarda da karşımıza çıktı. Platformun her iki yanındaki basamaklardan kıç havuzluğa ulaşılıyor. Burada geniş enin sağladığı avantajla karşılıklı L şeklinde iki adet oturma grubu ve masaları bulunuyor. Elbette istendiğinde güneşlenme minderine dönüştürülebiliyor. Uzatılmış tavanı ve açılıp kapanabilen tentesiyle güneşten ve yağıştan koruma sağlayabiliyor. Kıç bölümün sancak tarafında bir de mangal mevcut. Oturma gruplarının önünde yerdeki açılan kapaklar birer depolama alanı; içindekilerin nemlenmemesini sağlamak için her birinin havalandırma menfezleri var. 

İskeledeki oturma grubunun sırtlığına gizlenen ekstra kumanda konsolu yanaşmalarda kaptanın ikincil istasyonu görevini üstleniyor. Gizlenebilen koçboynuzları, yanlardaki pasarellalarda Dyneema halat tercih edilmesi, biraz yelkenliye benzetilen tasarımını vurguluyor, biraz da tekneyi olabildiğince hafifletme amacını taşıyor. 

Yan yürüme yollarında alttaki kamaraların hemzemin heçleri önümüze çıkıyor. Kamaralara indiğimizde bu heç ve lumbozların yarattığı aydınlığa yakından tanık olacağız. 

Teknenin çepeçevre tüm camlarının gün ışığından azami fayda sağlayacak ve 360 derecelik görüş imkanı verecek genişlikte olması çok dikkat çekici. Başta da yine büyük boy heçler altındaki kamaralara ışık taşıyor. Demirleme ekipmanı baş taraftaki bastonun gerisindeki kapaklı bölmede yer alıyor. Baştaki güneşlenme minderlerinin devamında iskele taraftaki camın önünden yukarı uzanan merdiven, teknenin tepesine çıkmayı sağlıyor. Burada bir flybridge yok fakat güneşlenme minderleri ve güneş panelleri ile alan, sıcak severlere ayrılmış. Yukarı çıkılan basamaklar istendiğinde bordaya asılarak yüzme merdiveni olarak kullanılabiliyor. 

Havuzluktan salona girişteki çift taraflı kapı ve yukarı açılan camların iç-dış mekan ayrımını ortadan kaldırması artık görmeye alıştığımız bir seçim. OT-60’ın alışılmışın dışındaki seçimleri ise asıl içeri girer girmez karşımıza çıkıyor. Hemzemin bir alan yaratmak yerine Omikron Yachts, bu alanı iki farklı seviyeye bölmeyi tercih etmiş. Geniş bir kanepe ve karşısındaki gizlenebilir TV’nin olduğu oturma alanını kaptan mahalli takip ediyor. Teknenin tüm sistemlerinin kontrolleri, konsoldaki dokunmatik ekranlarda toplanmış. Ayrıca motorun geleneksel marş ve kontrol düğmeleri de kapaklı bir bölmede aynı konsolda yerini bulmuş. 

Kumanda mahallinin ardından basamaklarla mutfak ile yemek masasının olduğu bölüme iniliyor. Bu alanın üstü, salon bölümünün tavanına kadar 3,5 metre boyunca uzanıyor. Üç farklı seviyedeki camları ile dış mekanı aratmayacak kadar bir aydınlık. Her ne kadar bu yemek bölümü tekneye bir loft atmosferi katsa da kıç havuzluk ve salondan bu kadar ayrı olması her denizcinin tercihi olur mu tartışılır elbette. Tersane, bunu hem mahremiyet sunan hem de loft tipi diyebileceğimiz açık planından dolayı izole olmayan bir çözüm olarak tanımlıyor. Yemek masasının karşısındaki mutfak, ocağı, evyesi, Miele markalı fırını ve büyük boy buzdolabı ile tam donanımlı. 

Baş taraf için iki ayrı seçenek sunuluyor; ya geniş bir ana kamara ya da iki misafir kamarası. Her seçenekte birçok lumboz ve heçle ışıl ışıl mekanlar standart. Owner adı verilen versiyonda ana kamarada gardırop, kitaplık, yatak yanlarında oturma alanları ve ayrı duş ile tuvalet bölümü yer alıyor. 

İskele kıç kamaraya ulaşan koridorda bir kapağın arkasında tüm elektrik tesisatının düğmeleri, panelin arkasına da tesisatın tüm kabloları büyük bir özenle gizlenmiş. Çift kişilik yataklı kamaranın banyosu, farklı seviyelerde lumbozları ve heçi, bol bol da dolabı bulunuyor. Aynı donanımdaki sancak kamaranın farkı ise iki adet tek kişilik yataklı olması. Başaltında kaptan kamarası ile tuvalet-duş var. Teknedeki tüm banyolarda ulaşmanız gereken su tesisatları kibarca kapakların ardına gizlenmiş. Su tankı su tükendikçe teknenin dengesini bozmayacak şekilde konumlandırılmış. Motor ve pervane arasında ise titreşimi azaltmak için aksiyal rulman bulunuyor.

Poseidon’un huzurunda

Seyir sırasında havanın sert olacağı bir önceki gün tersane gezimizin ana konusuydu. Omikron Yachts yetkilileri böyle olmasından hiç rahatsız değillerdi, aksine teknelerinin zorlu şartlarda test edilmesinden memnun olduklarını ifade ediyorlardı. Ancak sabah bize, marina yönetiminin bu kadar kalabalık bir ekip ile marinadan çıkmak için izin vermediği iletildi. Bunun üzerine basın mensupları olarak bizler yakındaki ‘nispeten’ korunaklı bir koyun açığında tekneyi test etmek üzere karadan, OT-60 ise Omikron ekibiyle denizden yola çıktı. Yolda Poseidon Tapınağı’na uğradığımız sırada teknenin dalgalı denizdeki seyrini de kuş bakışı izleme şansımız oldu. Poseidon, huzuruna çıkarak saygıda kusur etmediğimizi düşünmüş olsa gerek; seyre çıkacağımız marinada daha makul hava şartları vardı. Tabii marina dışına çıkar çıkmaz rüzgâr ve dalgalar kendini göstermeye başladı. OT-60 kendisi hakkında anlatılanları doğrular şekilde bu durumdan etkilenmiyordu. Rüzgârüstüne doğru seyrederken bile pek istifini bozmadı. Hız odaklı bir tekne olmadığı için klasik deneme seyirlerinden farklı olarak hiç kimse bir yerlere tutunmuyor, kendini güvence altına alma ihtiyacı hissetmiyordu. Standart olarak 2XYanmar 4LV 150 HP motorlarla istenirse 2X250 HP motorlarla donatılan teknenin azami rahatlık ve otonomi için önerilen seyir hızı 10-12 knot.

Bu satırları yazmak için teknede çekilen videoları izlerken bile motor sesini değil sadece rüzgârın uğultusunu duyuyor olmak gerçekten şaşırtıcıydı. Teknenin yalıtımının sessizlik ve titreşim konusundaki başarısı, iddia edildiği gibi düşük hızlarda yelkenli seyri huzurunu yaratmayı başarmış. Bu durum sadece salonda değil kamaralarda da geçerli. 3400 RPM, 11,8 knot hızda kumanda mahallinde ses seviyesi 58 desibeldi. 

Kendi dalgasında ve tam dönüşlerde hızlı teknelerin verdiği atik tepkilerle OT-60’ı kıyaslamak pek doğru olmaz elbette ama çift motorla yaptığımız manevralarda ağırbaşlı tavrından ödün vermediğini, tek tek motorları denediğimizde ise zorlanmadığını söyleyebiliriz. Bizim seyre çıktığımız charter versiyon OT-60, 3800 RPM’de azami 14 knot’a ulaşıyor. Ancak opsiyonlara göre ağırlığın azalması performansını da farklılaştırdığından örneğin modelin ilk gövdesinin azami hızının 16 knot olduğu belirtiliyor.

Teknik özellikler

Tam boy: 18,41 metre

En: 6,06 metre

Su kesimi: 0,86 metre

Ağırlık: 20 ton

Yakıt kapasitesi: 1.200 litre

Su kapasitesi: 600 litre

www.omikronyachts.com

 

Deneme seyrinde ulaştığımız rakamlar

Dakikadaki devir sayısı      Hızı                  Yakıt tüketimi

750 RPM                           4,75 knot               0,25 litre/mil

1000 RPM                         6,10 knot               0,41 litre/mil

1500 RPM                         7,70 knot               0,90 litre/mil

2000 RPM                         9,20 knot               1,40 litre/mil

2500 RPM                         10,8 knot               2,40 litre/mil

3000 RPM                         12,3 knot               3,96 litre/mil

3500 RPM                         13,9 knot               5,95 litre/mil

3600 RPM                         14,1 knot               6,31 litre/mil