Çok çalıştık, daha çok çalışacağız
havn 41 modelini inşa ederek yedi denizlere hazırlayan Telgeren&Partners, hem kapasite artırdı hem de hedef büyüttü.
2019’dan bu yana Türkiye’de Nordhavn 41 modelini inşa ederek yedi denizlere hazırlayan Telgeren&Partners, hem kapasite artırdı hem de hedef büyüttü. İstanbul’a taşınarak üretim bandına Nordhavn 51’i ekleyen tersane, Channel R iş birliği ile yeni bir marka yaratmak için de kolları sıvadı.
Yazı: Ayşegül Bakış
Sektörde çok uzun yıllardır çalışan Murat Telgeren ile ilk kez Ocak 2008’de kendi markası Neva Yat’ın tersanesinde röportaj yapmıştık. O günden bu yana Telgeren, kendisi ve de Türk yat sektörü adına önemli dönüm noktalarında karşımıza çıktı. ABD markası Nordhavn’ın Türkiye’de üretim yaptığını duyar duymaz Ayvalık’ta yine onunla görüşmüştük. (Bknz. Naviga, Temmuz 2020, syf. 26). Telgeren&Partners ve Channel R’ın başlattığı bu girişim, Ayvalık’a sığmadı, İstanbul’a ulaştı. 13.000 metrekarelik alana yayılan tersane, Nordhavn 41 ve 51 modellerinin yanı sıra yeni bir Türk markasının da doğum yeri oluyor. Laminasyon, elektrik, mekanik, paslanmaz, ahşap atölyeleri ile pırıl pırıl bir tersane olan Telgeren&Partners işleyen demir misali ışıldıyor.

Neva Yat’tan Nordhavn üretimine uzanan süreci anlatır mısınız?
15 sene önce kurduğum Neva Yat ile Türkiye’de markalaşmayı denedik ama kolay bir iş olmadığını gördük. O işin ardından bir dönem Vicem Yacht’ın başındaydım, sonra ayrıldım. Bir daha bu işi yapmayacağım diye kendime söz verdim. Ancak ara verdiysem de işimi sevdiğime ve başka bir iş yaparak mutlu olamayacağıma karar verdim. O dönemde Nordhavn’dan sürekli beraber çalışma teklifi alıyordum. 2019’da Fort Lauderdale esnasında “Yarın fuarda mısınız, geliyorum” dedim. Eve gidip çantamı aldım ve ABD’ye gittim. Hikaye önce Ayvalık’ta başladı. Ayvalık’ta çok ciddi bir yatırımla kurulup o sıra atıl durumda olan bir tersane vardı. Orayı kiraladık. Ardından uzun yıllardır beraber iş arkadaşı olarak çalıştığım Y. Mimar Mine Aktuna, Gemi Mühendisi Emre Bektaşoğlu, Gemi Mühendisi Ahmet Aksoy ve Rıza Çağdaş Çakır ile Telgeren&Partners firmasını kurduk. İlk beş Nordhavn 41, Ayvalık’ta üretildi.
Daha sonra orası yetmemeye başladı. Hem tesis küçük geldi hem de çalışan bulma sıkıntısı yaşıyorduk. İstanbul’a gelip bu binayı kiraladık.
Ağır bir tadilat sonucunda gördüğünüz duruma geldi. İçinde bulunduğumuz Deri Organize Sanayi Bölgesi’nde 2.000 metrekarelik laminasyon alanını devreye soktuk. Ardından yeni başladığımız N51 modeli için 2.500 metrekarelik yeni tesisi devreye aldık. Şu anda toplam 13.000 metrekare kapalı alanda imalatımızı sürdürüyoruz. 1.000 metrekare alana sahip yeni bir tesisi daha devreye sokuyoruz.
Şu ana kadar kaç Nordhavn ürettiniz? Nerelere gönderdiniz?
Nordhavn 41 modelinden iki buçuk yıl içerisinde 24 adet ürettik; 14 adet Nordhavn 41 de üretim hattında tamamlanmayı bekliyor. Önümüzdeki üç sene için üretim bandımız tamamen dolu. Nordhavn 51’leri bu sene teslim etmeye başlayacağız. Yıllık tek vardiyada 20-22 arası N41 ve beş-yedi adet arası N51 üretmeyi planlıyoruz.
Nordhavn müşteri profili genel olarak 50 yaş üzeri iyi eğitimli ve mücadeleyi seven kişilerden oluşuyor, neredeyse tamamı tecrübeli denizciler.
Teslim edilen teknelerden pek çoğu uzun yolculuklarına başladı. En son olarak N 41-16, 30.000 millik İstanbul-Alaska seyahati için yola çıktı. N41-11 ekim ayı içerisinde dünya turunun 11.000 millik ilk etabını tamamladı.
Dünyanın başka nerelerinde Nordhavn üretiliyor?
Nordhavn üretime Tayvan’da başlıyor, arkasından Çin’de Xiamen’de devam ediyor. Şu anda Çin, Tayvan ve Türkiye’de olmak üzere üç firma Nordhavn markası altında üretim yapıyor. N51 projesi imal hattından çıkmaya başladığı anda yeni bir Nordhavn modelini imalata sokmayı planlıyoruz.
Nordhavn firmasının bizi seçmesindeki sebeplerden en önemlisi yurt dışı pazarlarda daha önceden edinmiş olduğumuz referanslar ve bilgi birikimiz.
Tersanenizin özelliklerinden bahseder misiniz?
Şu an Tuzla’da 13.000 metrekare bir alanda çalışıyoruz. 22 metreye kadar tekneleri test edebildiğimiz test havuzumuz, 50 tonluk travel liftimiz, mobilya, elektrik, mekanik, paslanmaz atölyelerimiz bünyemizde bulunuyor. Tüm kalıp tasarım ve imalatlarını kendimiz yapıyoruz, kendimize ait mobilya ve model imalatında kullandığımız CNC işleme merkezimiz var. İmalatın ve işçi sağlığının gerektirdiği bütün şartları tesisimizde sağlamaya gayret ediyoruz. Türkiye’de üst segmentte yüksek adetlerde imalat yapan az sayıda firmadan biriyiz. İmalat kapasitemizi günden güne tedarik zincirinin izin verdiği oranda artırıyoruz, bünyemizde 100’den fazla çalışanımız, 10 kişilik teknik ofisimiz ve taşeronlarımız ile beraber yaklaşık olarak 170 kişilik bir kadroya sahibiz. 
Türkiye’de imalat yapmak Nordhavn’a olan ilgiyi artırdı mı?
Türkiye’nin tekne üreticisi olarak yurt dışında ciddi bir bilinirliği var. Dünyada bu sektördeki satış patlaması yüzünden zaten çok fazla alternatif kalmadı. İtalya’da, eski Balkan ülkelerinde, Polonya’da fason üretici bulmak çok zor olduğu için bu insanlar Türkiye’ye gelmek durumundalar. Dolayısıyla kimse ‘neden bu tekneyi Türkiye’de yapıyorsunuz’ diye şaşırmadı. Genellikle Nordhavn müşterileri tekne imalat sürecinde üç ya da dört defa fabrikayı ziyaret ediyor. Bu sırada ülkemizin tarihi ve turistik yerlerini görme fırsatı buluyorlar.
Teknelerimizin yaklaşık %70’ini direkt olarak gemi ile sevk ediyoruz ama Nordhavn müşterilerinin yaklaşık %30-%40’ı teknelerini buradan kendileri teslim almak istiyorlar. Önce Türkiye kıyılarını görüp ardından Ege ve Akdeniz’de dolaşıp ardından yolculuklarına devam ediyorlar.
Türk denizcilerinin de ilgisi arttı mı?
Markanın tanınırlığı Türkiye’de çok fazla. Channel R firması sahibi olan Rıza Çağdaş Çakır. Çünkü ilginç bir ürün gamı sunuyor. Bir yandan Amel gibi okyanus geçme kapasitesine sahip yelkenliler, bir yandan Nordhavn gibi okyanus geçme kapasitesine sahip trawler’lar.
Türkiye’de iki değerli müşterimiz var, onlar da keyifle teknelerini kullanıyorlar. İkisi de İzmir tarafında; biri Sığacık’ta, biri de Çeşme’de bulunuyor. Şu anda 51 için bekleyen Türk müşterilerimiz de var. Türkiye’deki pazarın gidişatından mutluyuz. Daha da iyi olacağını düşünüyoruz.

Pandemi sonrası teknede uzun süreli yaşamaya uygun modeller öne çıktı. Bu Nordhavn’a artı puan kazandırdı mı?
Kesinlikle. Nordhavn günübirlik kullanım için alınan bir tekne değil. Nordhavn’ı alan bir denizci şunu biliyor; çok ciddi bir yaşam alanına, çok ciddi bir depolama alanına, inanılmaz konfora ve yüksek yakıt tankı kapasitesi ile düşük yakıt tüketim özelliğine sahip oluyor. Düşünün ki siz bir Nordhavn aldınız, hızlı bir tekne değil, maksimum hızı 9,5 knot ama 6-6,5 millerde giderken sizi 3.500 mile ulaştırıyor. Yani buradan çeyrek depo yakıtla Kanarya Adaları’na ulaşıp, ardından yakıt takviyesi yaparak Amerika’ya gidebilirsiniz. Nordhavn 41 dışında bunu verebilecek, kategori A, okyanus geçme kapasitesine sahip başka bir tekne bulunmuyor.
Nordhavn’ın klasik bir tasarımı var. Yakın zamanda bu konuda yenileştirmeler yapılacak mı?
Nordhavn 625 ve 71 gibi daha büyük boylarda bazı tasarım değişiklikleri başladı. Büyük ihtimalle iki-üç sene içerisinde küçük boylarda da ufak tefek dokunuşlar olacaktır ama eninde sonunda Nordhavn’ın genel özellikleri çok fazla değişmeyecektir.
Nordhavn’ın marka olarak en büyük başarısı, tasarım ve işlev olarak hep bir açığı kapatmış olması. Bu tekneler ilk çıktığı zaman, dergiler ‘böyle çirkin tekne olur mu’ diye ilanlarını almadılar. Markayı yaratan Jim ve Jeff Leishman’ın tamamladığı ilk dünya turunun ardından Nordhavn’ın yükselişi başladı.
Nordhavn firmasının bu yükselişe devam etmesinin en büyük sebeplerden biri de imalatçı firmalar ile kurduğu uzun süreli ve güvene dayanan iş ilişkisi. Tashing ve South Coast tersaneleri yaklaşık 30 yıldır durmaksızın Nordhavn markası için üretim yapıyor.
Nordhavn ile üçüncü senemiz bitti, dördüncü seneye giriyoruz, amacımız Uzak Doğu kökenli diğer iki tersane gibi uzun yıllar sürecek bir iş birliğini sürdürmek. Tersanemizde imal edilen tüm teknelerin, mühendislik, iç ve dış tasarımı firmamız ekipleri tarafından yapılıyor. Ayrıca kendi teknelerimiz haricinde Uzak Doğu’da inşa edilen Nordhavn teknelerine de mühendislik ve tasarım hizmeti veriyoruz. Biz Nordhavn ile çalışmaktan çok mutluyuz, onların da mutlu olduklarını düşünüyoruz.

Türkiye’deki üretim artan talebe yetişebiliyor mu?
Tedarik zincirindeki gecikmeler ile vasıflı ve vasıfsız eleman bulma sorunları yüzünden amaçladığımız rakamlara daha erişemedik. Dolayısıyla üretim sürelerindeki sorunlar biraz daha devam edecek gibi görünüyor.
Pekiyi talep patlaması böyle sürecek mi?
Önde gelen tekne üreticilerinin öngörüsü beş sene böyle gideceği yönünde. Çünkü zaten çoğu firma üç-dört senelik siparişle çalışıyor. Pek çok firmanın 2025-2026’ya kadar üretim hatları dolu. 2026’dan sonra ne olacağını göreceğiz, ona şu anda kimsenin bir şey söylemesi mümkün değil.
Tersanede ürettiğiniz diğer tekneleri de anlatır mısınız?
Nordhavn dışında kendi markamız ile üreteceğimiz 24 metre alüminyum katamaran ve 15 metrelik chase boat projemiz var. Bu tekneler için de markalaşma yoluna giriyoruz. Nisan gibi katamaran imalatımız başlıyor. Bu projede Dixon Design ile çalışıyoruz.
Ayrıca benim özel önem verdiğim bir yeniden inşa projemiz var. Athar Beşpınar’ın tasarımı 1970 model bir keç olan Sinbad 2. Yapıldığı dönemde Türkiye’nin en güzel teknelerinden biriydi. Onun kaybolmasını istemedik. Sinbad 2’yi tüm orijinal detaylarına sadık kalarak yeniliyoruz.
Telgeren&Partners olarak hedefleriniz nedir?
Türkiye’de bu işe başlarken, her şeyi olması gerektiği gibi yapmak için yola çıktık. Ekip olarak en üstü hedefledik onun için de gerek tesis gerek kalite gerek tasarım gerekse personel eğitimi konusunda elimizden geleni yapıyoruz. Sektörde OEM (orijinal ürün üreticisi) olarak dünya çapında bir yere gelmek istiyoruz. Üç sene içinde ciddi bir aşama kaydettik. Çok çalıştık, daha da çok çalışacağız.

