Naviga'nın yeni kitapları çıktı!


Birbirinden değerli kalemlerin yaşanmış öyküleri, seyir defterleri ve tarihi yolculukların yanı sıra beklenen yeni baskılar da raflarda.

Naviga Yayınları'nın 6 yeni kitabı raflarla buluştu. Her biri ayrı bir dünyanın kapısını açacak olan kitaplarımızla; okyanuslarda otostop yaparken(!) Güney Amerika’da eski dostlarla buluşacak, hayatımızı bir dünya turunda birleştirecek, ömür boyu süren aşklara dalacağız. Kısmet'in izinden giderken bir tarihe dalacak, Türkiye'nin yakın tarihine ve ekonomisine farklı bakış açılarıyla yaklaşacağız... Ve kendimizi bir kez daha hayatın, denizin ve yepyeni maceraların rüzgârında bulacağız…
 
Güneşe Yelken, Özgür İnam
Karayip Denizi, Akdeniz, Hint Okyanusu, Atlantik ve Güney Pasifik geçişleri dahil 20.000 deniz milinin üzerinde açık deniz yelken seyri yapan denizci Özgür İnam, doğru zamanda doğru yerde olmak için hangi okyanus ne zaman geçilmeli, hangi rüzgârdan önce nerede konaklamalı gibi pek çok sorunun yanıtını keyifli bir dille anlatarak ‘Güneşe Yelken’ açıyor.
 
 
Yazar, "Dünya değişse de yüzyıllardır pek az değişen okyanus rotalarının izini süren denizci, “Kuzey ve güney yarım kürelerde mevsimlere göre değişiklik gösteren ve dünyanın dönüşüyle şekillenen alizelerle okyanus akıntıları, dünya denizlerini yelkenini şişirerek arşınlamak isteyen denizcileri belirli zamanlarda belirli yerlerde konumlandırır. Önemli olan doğru zamanda doğru yerde olmaktır. Gerisi gelir...” diyor. Yelkene çocuk yaşta gönül veren İnam, yelkenlisiyle denizler de aşan, yarışlardan derecelerle de dönen bir denizci olarak akademik hayatını bile denizle şekillendiriyor. Yüksek lisansını Southampton Üniversitesi’nde yaparken okul tarihinde ‘elit sporcu’ bursunu almaya hak kazanan ilk uluslararası öğrenci oluyor.
İrlanda’da güzel bir gelecek, garanti bir iş onu beklerken yat kaptanlığı kursunda tanıştığı bir arkadaşından gelen e-posta hayatını değiştiriyor. “Türkiye’den Karayiplere doğru gidecek bir transfer teknesi için acil bir miço arıyorlarmış... Bu fırsatı kaçıramazdım. O güne kadar rüzgâr ne taraftan eserse essin ben hep en hızlı, en iyi seyri yapmaya çalışmış, istikameti seçmeyi rüzgârın kendisine bırakmıştım. Bu da bir tesadüf olamazdı. Hiç düşünmeden kararımı verdim” diyen yazarın Güneşe Yelken seyri de işte böyle başlıyor. Malta, Tunus, İspanya, Cebelitarık, Kanarya Adaları, Barbados, Saint Vincent ve Grenadinler, Santa Lucia, Martinik, Virgin Adaları, Bahamalar, Fort Lauderdale derken bir süre de karada devam eden macerası İnam’ı sonunda yeniden denize kavuşturuyor.
 
Balıkçıl’ın Dünya Turu, Mustafa Yurtbulmuş
Yelkenliyle dünya turu pek çok insanın hayallerini süsler… Bir kelebek gibi yelkenleriyle denizin üzerinde süzülen teknenizin ulaşacağı; “Bakir koylar, bakir adalar, endemik bitkilerle dolu ormanlar, cam gibi berrak sular, yakamozlar, gündüz gibi aydınlatan mehtap, rengârenk gün batımları, pırıl pırıl gökyüzü, oltanıza takılan birbirinden lezzetli balıklar, ıstakozlar, kalamarlar, tek kelime anlaşamasanız bile dost olduğunuz harika insanlar.” Ama tüm bu güzelliklerin yanı sıra sizi bekleyen pek çok zorluk da vardır bu serüvende: “Fırtınalar, dev dalgalar, tuzak kurmuş kucağına düşüreceği tekneleri bekleyen mercan kayalıkları, teknenizin altına kadar gelen köpekbalıkları, denizin millerce açığına kadar yüzen timsahlar, korsan tehlikesi, bürokratik zorluklar ve bitmek tükenmek bilmeyen arızalar, arızalar...”
 

Balıkçıl’ın beş yıl süren serüveninde bütün bu zorlukların üstüne bir denizcinin başına gelebilecek en büyük felaketlerden biri de var: Okyanusun ortasında dümensiz kalmak. Bu eseri okurken, Mustafa Yurtbulmuş’un akıcı kalemiyle tüm bu maceraları birlikte yaşayacaksınız.

Güney Amerika Gezi Notları, Hülya Leigh
“Her insanın hayatında, anlatılacak en az bir kitap vardır. Ama bazen hayat, mozaik parçaları gibi, birbirinden farklı yaşantılardan, farklı mekanlardan ve yine yeni yollardan oluşuyor.” Tekneleri Blue Belle ile yaptıkları Atlantik geçişini bir kadın denizci gözüyle aktaran Okyanusta Bir Türk Kızı kitabının yazarı Hülya Leigh, yıllar sonra yeni bir yolculukla buluşturuyor bizleri: Güney Amerika Gezi Notları.
 
 
Eşi Derek’in ardından satılan teknelerini ziyarete gidiyor bu defa. Rotasını yeni doğan bir hayata çeviriyor. Güney Amerika’nın yedi ülkesine havadan, karadan ve denizden uğruyor. Arjantin’den başlayıp, Blue Belle’in şimdiki sahipleri ile Uruguay’da yeni yılı kutluyor, Falkland Adaları’ndan Şili ve Bolivya’ya uzanıyor, Peru’yla vedalaşıp Küba’nın rengârenk sokaklarına dalıyor. Yeri geliyor oksijen çarpıyor yükseklerde, yeri geliyor yüzünden eksik olmayan bir gülümsemeyke Atatürk'ün izini sürüyor. Yeni seyahatinde yelkenleri toplayıp denizi, gökyüzünü, toprağı, buzulları ve aydınlığı tanıtıyor tüm coşkusu ile. Hülya Leigh’in satırlarında karşılaştıklarına, yaşadıklarına ve yorgunluklarına eşlik ederken tecrübesiyle de yolumuz aydınlanıyor. Yazar, geçmişten geleceğe varan yeni rotasında anılardan, hayatlardan ve yollardan geçerken adeta ailemizden biri gibi elimizi hiç bırakmıyor Güney Amerika Gezi Notları’nda.
 
Bir Aşk, Dört Kuma, Sevgi Noyan&Turgay Noyan
Aşk, deniz, yelken ve müzikle geçen birlikte bir ömür… Turgay ve Sevgi Noyan, yaşadıkları aşk dolu hayatı, kendi bakışlarıyla anlatıyor Bir Aşk, Dört Kuma’da. Bir aşk doğarken bir erkek neler yaşar, neler hisseder? Bir ilişkide kadın neler yaşar, neler hisseder? Türkiye’de belki de bir ilki gerçekleştiriyorlar; Noyan çiftinin birlikte kaleme aldığı bu sıra dışı eserde aşkın yanı sıra denizcilikten gece hayatına, gazetecilikten müzik dünyasına yolculuklar ve Türkiye’nin son 60 yılının artık ebediyete intikal etmiş isimlerine ait ilginç öykuler de yer alıyor.
 

Amatör denizci, gazeteci-yazar Turgay Noyan, kitabın nasıl hayat bulduğunu da anlatıyor bizlere: “Eşim Sevgi Noyan’a ‘Benimle bir gün bile düşüncelerini paylaşmadın. Senin o zamanlar olaylara nasıl baktığını gerçekten bugün bile merak ediyorum’ dedim. ‘Çok merak ediyorsan yazarım’ dedi. Hepsi bu kadar…” Kısacası Bir Aşk, Dört Kuma’da “İki gönül bir olunca yelkenler seyran oluyor…”
 
Amatör denizci ve yazar Çetin Kent’in son kitabı Kısmet’in İzinde Hintli Asaf ve Athar, Teknelere Adanmış Bir Baba Oğul Hikayesi. Yazarın 2009 yılında dergimizde bir yazı dizisi olarak başlayan araştırması derinleştikçe açılan kapılarda karşılaştığı bütün izler, ufacık belgelerden koca bir tarih yazmayı başarıyor. Kent’in merak uyandıran sıra dışı dili ise büyük bir geçmişe evrilirken yeni yolların iştahıyla bizi baş başa bırakıyor…
Geçmişin izlerini sıra dışı bir bakış açısıyla süreen Çetin Kent, Kısmet’in mimarı Athar Beşpınar ile çıktığı yolculuğun her adımında yeni bir kapıyı aralıyor. Başlangıçta hiç akılda olmayan pek çok kuvvetli bağ kuruyor ve adım adım çıktığı bu yolculuğa okuru da davet ediyor. Bir ölüm ilanıyla başlayan serüven; romanlardan, adalardan, tersanelerden, eski Türkçeler ve başka memleketlerden geçerek ilerlerken cumhuriyet ilan edildiği zaman Atatürk’e kendi tersanesinin anahtarını veren Hintli Asaf ile yepyeni sayfalara açılıyor. Bu kitap, yalnızca Kısmet’i inşa eden Athar Beşpınar ve babası -Fenerbahçe’nin kurucularından- tersane sahibi Asaf Beşpınar’ın hikayesi değil. Yazar, baba oğulun köklerini araştırırken arşivlerin derinliklerinden denizlerimizin en gu¨zel kotralarına uzanıyor; sınırların ötesinden gelen fotoğraflar ve belgelerle mezar taşlarından nu¨fus kayıtlarına kadar detaylı bir çalışma sunuyor.
 

Kent, araştırma fikri ilk oluştuğunda bunu Sadun Boro ile de paylaşıyor; zira Athar Bey’in adını bize ilk duyuran Sadun Usta’nın bizzat kendisi. Pupa Yelken’in girişinde Kısmet’in Athar Beşpınar’ın atölyesinde kızağa konduğundan bahsediyor. "Sadun Ağabey’e, Athar Beşpınar hakkında yazmak istiyorum dediğimde ‘Athar’la ilgili pek bir şey bulamazsın…’ demişti. ‘Bir-iki bölüm yazar, az da olsa bulabildiğim kadarını paylaşırım’ diye düşündüm. En azından Kısmet’in manevi hatırı için bunu yapayım dedim. Zaman geçtikçe, yazı dizisi Naviga’da yayınlandıkça, yanıldığını kabul etti ve hayatımın en kıymetli “Aferin evlat!”ını ondan aldım.”
‘Kısmet’in izinde’ bizi nasıl bir yol mu bekliyor? Buna en güzel yanıtı yine yazarın kendisi veriyor: “Birlikte belgelerin peşinde koşacağız, birlikte bir maceranın içinde sürükleneceğiz. Tarihin soğuk ve puslu sokaklarında kaybolmak üzere olan bir baba oğulu, heyecanlı bir polisiye filmin içindeymişiz gibi kurtarıp, bugüne getireceğiz. Biraz da bulmaca çözmenin verdiği keyfi alacağız” diyor. Kısmet nasıl sadece bir tekne değilse, Kent’in yazdıkları da sadece bir kitap olmanın çok ötesine geçerek denizcilik tarihimize hakiki bir not bırakıyor.
 
Popu¨ler Kitaplar Serisi'nin ekonomik bir manifesto niteliğindeki yeni kitabı,Yirmi Birinci Yüzyıl İçin Türkiye’nin Fabrika Ayarları, Ekonomide Karşı Devrim, ülkemizin önemli ekonomi yazarlarından, amatör denizci Meriç Köyatası imzasını taşıyor. Prof. Dr. Bilsay Kuruç’un sunuş yazısıyla sunulan çalışma, ülkece her alanda yaşadığımız karmaşayı yalın bir anlatımla özetlerken yetmiş yılı aşkın süredir kanser misali ülkeyi saran ‘karşı devrim’e sarsıcı bir teşhis koymakla kalmıyor; izlememiz gereken yolları da tartışmaya açıyor.
 
 
Beklenen yeni baskılar!
Naviga'nın amatör denizcilerimiz için birer başucu kitabı olan Turgay Noyan imzalı Amatör ve Deniz ile Meriç Köyatası'nın Denizde Yaşamak adlı yayınları da beklenen yeni baskılarını yaptı.