Soğuk olduğu kadar anlamlı


Milli dalışçımız Şahika Ercümen, iklim krizinin etkilerine dikkat çekmek için dünyanın en derin gölü olarak bilinen Baykal Gölü'nde buz altı dalışı yaptı.

18.03.2025
1600 metreyi aşan derinliği ile Sibirya'nın güneyinde bulunan gölde tek nefeste 50 metreye ulaşan Ercümen, buzulların erimesinin yalnızca kutup bölgelerinde değil, tüm dünyada etkili olduğunu göstermek istediğini vurguladı.
 


Dünya Buz Festivali'nin davetlisi olarak 17 Mart günü dalış yapan serbest dalış rekortmeni sporcumuz, "Hem bir milli sporcu hem de çevre aktivisti olarak gezegenimizin korunması için kendimi borçlu hissediyorum” diye konuştu.
 
 
 
“Bu durum sandığımızdan çok daha vahim ve büyük iklim felaketlerinin tetikleyicisi. Buzulların erimesi ya da denizlerimizin kirlenmesi sadece doğa severler değil, bu dünyadaki her canlı için çok önemli. Tam da bu günlerde Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 21 Mart Dünya Buzul Günü ilan edildi. Bunun en büyük sebebi ise; tüm dünyada buzulların büyük tehlike altında olması. İklim krizinin etkilerini her gün yaşıyoruz. Deniz buzlarının azalması ise bu süreci iyice kısır döngüye soktu. Buzullar parlak beyaz yüzeyi ile güneş ışığı ve ısıyı yansıtmada oldukça etkili. Bu şekilde gezegenin soğumasına yardımcı oluyor. Deniz buzunun olmamasi demek, güneşten gelen bu ısının, koyu mavi okyanus tarafindan emilmesi ve dünyanın ısınma sürecinin hızlanması anlamına geliyor. Böyle ekosistemler, küresel iklim değişikliğinin etkilerine karşı savunmasız. Bu dalışla amacım, insanların buzulların erimesi ve bunun ekosistem üzerindeki yıkıcı etkileri hakkında daha fazla bilgi edinmelerini sağlamak. Burada yaptığım dalış sonrasında farklı ülkelerden gelen başarılı dalgıçlarla bir araya gelip bu konunun önemini paylaştığımız bir seminer de vereceğiz" diye konuştu.
 

Ercümen, BM tarafından bu yıl Dünya Buzul Günü ilan edilen 21 Mart haftasında seminerler ve uluslarası etkileşimlerle sürecek etkinlikte aktif yer alacak.
 
 
Ercümen'in dalışı sadece buzulların erimesine karşı bir uyarı değil, aynı zamanda bireylerin ve toplulukların iklim değişikliğiyle mücadelede daha aktif olmaları için bir çağrı niteliği taşıyor.