Süngerci efeler


Bodrum turizmin yanı sıra müziği, şiiri, edebiyatı, heykeli ve resmiyle önemli bir kültür merkezi olmak adına ciddi adımlar atıyor.

Kış aylarını Bodrum Turgutreis’teki evimde geçirdim. Pandemi belası nedeniyle merkeze hiç inemedim. Neredeyse evden çıkamadık desem daha doğru olur. Ancak Aksona Mehmet, eski teknesini yepyeni hale getirdiğini ve Bodrum İskele Meydanı’na yapılan bir melat süngeri heykelinin açılışı olduğunu söylediğinde bu kez Erol Kepenek’le birlikte törene katıldık. Çok da iyi yapmışız… Öylesine candan, öylesine coşkulu bir toplantıya katıldık ki, üzerimizden kışın yorgunluğunu aldı götürdü desem yeri… Bodrum Kalesi’nin önündeki rıhtım yıllarca süngercilere hizmet etti. Kimbilir orada ne hatıralar yaşanmış, kimbilir o rıhtımdan hangi büyük denizciler geçmiştir. Güneye indiğimiz ilk yıllarda teknemizi kıçtankara bağladığımız o rıhtımda, artık süngerci ve balıkçı teknelerinin yerinde kocaman guletler bağlı. Geçmişi yaşamamış, duymamış olanlar bile bundan böyle o sünger heykeli sayesinde Bodrum’un geçmişinin en önemli parçasından bir izle karşılaşacaklar… Yeri gelmişken bir üzüntümü de vurgulayayım. İnternet ortamında birileri bu heykelle ilgili öylesine sert, öylesine kırıcı yazılar yazdı ki gözlerime inanamadım. Bunların arasında tanıdığım, bildiğim dostlarım da vardı. Neden yapılanların üstüne bir taş da ben koyayım diye düşünmek yerine, elimizde balyozla her eseri parçalamaya koyuluyoruz! Yapabiliyorsan, sen daha iyisini yapsana… Neyse biz yine o güne dönelim. Başkan Aras’ı tanımıyorum ama öylesine coşkulu, öylesine candan bir konuşma yaptı ki, çok sevdim. Bir cümle söyledi ki aslında 

 

Aksona Mehmet teknesi geçerken eski süngercilerin anısına coşkulu bir konuşma yaptı.

 

hepimizin başı öne eğilmeli. Başkan “Şurada karşımızda milattan önce yapılmış 15 bin kişilik bir antik tiyatro duruyor. Bugün benim elimde 500 kişilik bir salon yok” dedi. Bugüne kadar sanata ne kadar önem verdiğimiz de yüzümüze vuruldu… Biz törene dönelim. Sünger Heykeli’nin açılış törenine; Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrumlu Süngerci ‘Aksona Mehmet’ lakabıyla tanınan Mehmet Baş, Bodrum Esnaf, Sanayici ve İş İnsanları Derneği (BESİAD) Başkanı Engin Kaplan, Heykeltraş Halil İbrahim Sever ve Nâzım Hikmet’i anma etkinlikleri kapsamında Bodrum’a davet edilen şairler ve vatandaşlar katıldı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin gençlerini de unutmadan vurgulamalıyım. Pırıl pırıl yapılarak denize indirilmiş olan Aksona Mehmet’in 60 yaşındaki teknesi ustaların ustası Ziya Güvendiren yapımı tırhandili ‘Aksona’ ise sert fırtına nedeniyle tören alanı önündeki rıhtıma getirilemedi. Ancak törendekileri uzaktan selamladı. Bu sırada Aksona Mehmet her zaman olduğu gibi şiirsel bir konuşma yaptı ve tırhandil için yazdığı ‘Tırhandil Destanı’nı ilk kez toplum huzurunda dile getirdi.

 

Bodrum’a sahip çıkmamız gerekiyor

Sünger heykelinin açılış törenine Nâzım Hikmet ve Cevat Şakir’in dizeleriyle başlayan Başkan Aras konuşmasında, “Yüzlerce yıldır bu denizlerden gelmiş geçmiş, mezarları olmayan birçok denizci var. Onların anısını yaşatmak için Aksona Mehmet bütün ömrünü vakfetti. ‘Son Süngerci’ diyorlar ona, ben onu kabul etmiyorum. Daha onun yolundan çok süngerci, çok denizci, çok balıkçı geçecek bu topraklardan. Bodrum’un sahibi sadece Bodrum Belediyesi ve Başkanı değildir. Buraya gelip yaşayan herkesindir Bodrum. Bodrum’a sahip çıkacaksınız. Ben tek başıma başaramam, arkadaşlarım başaramaz, Aksona başaramaz, tırhandile sahip çıkın, dağa, taşa, tarihe sahip çıkın, kültürümüze sanatımıza, sanatçımıza, türkülerimize sahip çıkın” dedi.

 

Aksona’nın kaleminden Tırhandil Destanı

Antik çağlardan süzülerek gelir bilgilerim. Oranlara dayanır benim ölçülerim. Köroğlu’nun efsanevi kıratı küheylandan benim genlerim. Torosların eteklerinden zemheri günleri ay karanlık gecelerde kızılçamlardan kesilmiştir eğrilerim. Tarihler boyunca nice deniz gurbetçilerine mesken oldu koca karnımla güvertelerim. Derin maviliklerin kahramanlarından olmuştur her daim benim isimsiz süvarilerim. Ne yiğitler geldi geçti benim güvertelerimden. Kimilerini magrip sularında, kimilerini Karamanya kıyılarında mezar taşları beyaz köpüklü dalgalar olmuş, nice efeler bıraktım geldim. Mayıs ayı gelince süslediler gelinler gibi. Doldurdular koca karnımı peksimet çuvallarıyla, kumanyalarla. Yol verdik kah Karamanya sularına, kah Kuzey Ege’ye, kah Magrip sularına. Pupa yelken, kelebekler gibi uçtuk beyaz köpüklü dalgalar arasında. Vurdum başımı Akdeniz ve Ege’nin dalgalarına, yakamoz içinde bıraktım suları. Beyaz köpüklü dalgalar arasında çatır çatır çatırdadı omurgalarım. Zangır zangırdı bedenim koca karnımın içinde, güvertelerimde nice sırlar gizlerim. Tırhandildir benim adım. Tarihin derinliklerinden gelen silinmez izlerim. Tırhandil ve koca deryalar sevdalısı tüm can dostlarımıza ve gelecek nesillere benden bu muhteşem topraklardan armağan olsun en içten sevgilerim ve saygılarımla selam olsun. Aksona Mehmet (Baş)

 

Aksona Mehmet’in 60 yaşındaki teknesi ustaların ustası Ziya Güvendiren yapımı tırhandili ‘Aksona’ fırtına yüzünden konukları uzaktan selamlarken dümende Aksona’nın oğlu Fatih vardı

 

Heykelin özellikleri

Eser, heykeltıraş Halil İbrahim Sever tarafından Bodrumlu süngerci Aksona Mehmet’in (Mehmet Baş) 2011 yılında Gökova Körfezi’nde 60 metre derinlikten çıkardığı Melat Süngeri’nden esinlenerek yapıldı. Üç aylık bir çalışma sonunda ortaya konan 17 tonluk eser iki mono bloktan oluşuyor. Traverten taşından yontulan üst blok 9 ton. Alt kaidesi ise 8 tonluk mermer.