Z kuşağının en güzeli


Z kuşağının en yeni temsilcisi Oceanis 40.1 de gençliğinin getirdiği dinamizmle yelkenli tekne anlayışımızı kökten değiştirecek.

2020 yılında üretimine başlanan Beneteau Oceanis 40.1 bundan önceki benzer boy modellere göre çok daha iyi tasarlanmış bir yelkenli. Oceanis 40.1’e ilk adımlarımızı atar atmaz bu özellik hemen gözümüze çarpıyor. Tekne isminden dolayı 40 feet diye vurgulansa da tam boyu 42 feet. Ve detaylar, bu boyuttaki bir tekneye göre çok ince düşünülerek hazırlanmış. Arma tasarımındaki sadeleşme, teknenin yelkende kullanımın, ayrıca kolaylaştırılmış.

Deneme seyri için ekipteki arkadaşlarımızla birlikte Tuzla Viaport Marina’dan ayrıldıktan sonra çok kısa bir sürede kasaraya yerleştirilmiş elektrikli vinç sayesinde furling sistemli ana yelken ve floğumuzu kolay ve rahatça açabildik. Önce orsa seyri ile hız denemelerine başladık. Gezginlerin vazgeçilmezi kendinden tramolalı donanım bu teknede de vardı. Sadece iki vinç konulması ilk başta bana düşündürücü gelse de tekneyi kullanmaya başlayınca bu iki vincin yeterli olduğunu gördüm. Halat donanımının kokpite çapariz vermeden döşenmiş olmasının bunda etkisi büyüktü.

Kullanım rahatlığı

Deneme seyri gününde hava lodos yönünden 4 kuvvetinde esiyordu. Dalgalı bir havada seyir yapmamıza rağmen teknenin bordasının tam boy olarak çeneli yapısından dolayı dalgalar bizi orsa seyrinde hiç etkilemedi. Seyir esnasında rüzgâra yaklaşma açıları ve hızını gayet yeterli bulduk. 45°C’lik gerçek rüzgâr açısında 7 knot’lık bir sürate eriştik. Havanın yükselmesi ile tekne çok kısa sürede tepki vererek hızlandı ve yatış derecelerinde rahatsız edici hiçbir durum hissettirmedi.

Daha önceki modellerde ana yelken ıskotası kanat üstünde olduğu için orsa açılarında ana yelkene bu derece trim yapılamıyordu. 40.1’de kanat sisteminden vazgeçilmiş ve arabasız palanga sistemi ile tekne donatılmış. Bu da bize rüzgâra yakın seyirlerde daha iyi trim yapma imkanı sağladı.

Özellikle orsa seyrinde kendinden tramolalı sistem sayesinde inanılmaz kolay manevra yapılabildiği için seyir daha da fazla keyif verdi. Sanırım artık ‘alesta tramola’ komutu sadece misafirlerinizi bilgilendirmek amacıyla kullanılacak.

Manevralarda dümen dinlemesi gayet rahat ve güvenli bir his veriyor. Çift dümen palası ve bordanın çeneli yapısından dolayı orsa seyrinde dümen hakimiyeti çok daha kolay. 90°’lik gerçek rüzgârda apaz seyrinde daha da süratlenerek 8-9 knot’lara çok hızlı şekilde çıkabildik. Pupa seyrinde hızımız biraz düşse de konforumuzdan hiçbir şey kaybetmeden seyrettik.

Kokpitteki elektroniklerin konumlandırılması kullanım kolaylığı sağladı; sadelik ve işlevsel bir arada olduğundan seyir esnasında içeriye MERCEK ALTINDA OCEANIS 40.1 girmeden tüm kontrolleri yukardan yapabildik. Ayrıca gaz kolunun dümenin yanında ve devir saatinin de diğer dümenin önünde olması seyir esnasında görüş açımızı rahatlattı. Motor seyrinde de Oceanis 40.1’in sessiz ve hızlı olduğunu gördük 2500 devir/saatte 7,5 knot sürate ulaşabildi. Test teknemizde 45 beygirlik Yanmar motor mevcuttu.

Dış mekan

Havuzluk ve güvertede tamamen rahatlık ön planda tutulmuş. Güverte ve yürüme alanlarındaki genişlik yeterliydi. Ayrıca bimininin kromları düzgün yerleştirildiği için baş tarafa rahatlıkla geçebildik. Seyir esnasında da görüş gayet iyiydi.

Teknenin her noktasını dümendeyken görerek kontrol edebildik. Ortadaki masa içine buzluk ve saklama alanı isteğe bağlı olarak konulabiliyor. İskele ve sancak portuçların içi kullanışlı ve geniş. Dümen tutarken -özellikle orsa gibi yatık seyirlerde- ayaklık olması güvenlik açısından önemli bir detay olarak dikkatimizi çekti. Ayrıca kıç aynadan açılan elektrikli yüzme platformu basamak sistemi ve yüzme merdiveni sayesinde geniş bir alan sunulmuş. Kapatıp açarken herhangi bir çapariz vermedi.

İç mekan

Tasarımına Marc Lombard’ın, iç tasarımına ise Nauta Design’ın imza attığı teknede, iç mekanda da dış mekan gibi kullanım kolaylığı ve rahatlık göz önünde bulundurulmuş. Dışarıdan içeriye girerken dik olmayan ve rahat inilen bir merdiven kullanılmış. Öncelikle bu sınıftaki teknelere göre çok geniş bir hacme sahip. Kıçta iki kamara ve başta bir kamara, iki tuvaletli bu modelde özellikle kamaralarda ve salonda doğal ışıktan faydanılması göze ilk çarpan detaylardan biriydi. Ayrıca tuvaletlerde buzlu cam kullanılmış. Mutfak sancak tarafta ve başa yakın olarak konumlandırılmış. Buzdolabı hem üstten hem de önden kapaklı. Mutfak tezgahı geniş ve kullanışlı. Mutfağın başa yakın olması salonda çok geniş bir alan yaratıyor. U şeklindeki oturma grubu ve ortasındaki masa istenirse yatak olarak kullanılabiliyor. Ayrıca hareketli bir puf, masanın hemen önünde. Kaptan masası ve kontrol paneli iskele tarafında ve kıça yakın yerleştirilmiş. Baş kamara yüksek tavanlı geniş ve içinde bir banyo ile tasarlanmış. Çok geniş bir dolap yine baş kamarada mevcut. Kıç kamaraların her ikisi de eşit boyutta. Kamaralarda ve de iç mekanda birçok saklama alanı titizlikle konumlandırılmış. Sanki 50 feet’lik bir tekne içindeymişsiniz hissi veriyor.

Sade ve korunaklı motor bölmesinin etrafı çok iyi izole edildiğinden motor sesini duymak neredeyse imkansız oluyor. Ayrıca motor bölmesinin arka tarafında istenirse jeneratör konabilecek bir alan var.

Karar

Artık bu boydaki teknelerde donanımların sade, kolay ve rahat olmasına önem veriliyor. Üreticilerin en ufak detayları bile kullanıcılardan gelen talepleri dikkate alarak üretim yapmaları gerçekten güzel. Beneteau Oceanis 40.1 bunun en iyi örneklerinden biri.

Teknik özellikler

Tam boy: 12,87 metre

Gövde boyu: 11,99 metre

En: 4,18 metre

Deplasman: 7.985 kilogram

Yakıt kapasitesi: 195 litre

Su Kapasitesi: 235 litre

Motor gücü: 45 HP